Değerli Okuyucularımız,
ABB'nin veri merkezi teknolojisinin dinamik ve sürekli genişleyen sektöründe ne kadar paya sahip olduğunu ve hatta en başından beri bu sektörde olduğunu öğrenince şaşırabilirsiniz.
Veri merkezleri, 1990'larda hızlı ve sürekli İnternet bağlantısı talebinin hızla artmaya başladığı nokta-com patlaması sırasında ciddi şekilde gelişmeye başladı ve bireysel firmaların şirket içi kaynakları artık bu tempoyu yakalayamıyordu. İnternet veri merkezleri (IDC'ler) adı verilen büyük tesisler, giderek daha büyük ölçekli hale gelen bilgisayar işlemlerini yürütmek için oluşturuldu. "The Big Switch" adlı kitabında Nicholas Carr, 2004 yılında ilk kez bir veri merkezi görme tecrübesini anlatıyor. Bir veri merkezinin elektrik santraline benzediğini gözlemledi – elektrik santralleri nasıl endüstriyel çağa güç verdiyse bilgi çağını da bilgi işlem tesisleri güçlendiriyordu.
Carr'ın bu analojisi bugün çok açık bir şekilde anlaşılıyor: Veri merkezi, neredeyse her 21. yüzyıl işletmesi için en önemli IT varlığı haline geldi. Artan dijitalleşmeye giden yol, günlük işlemler (hatta saniyenin onda birinde gerçekleşen işlemler) için çok önemli olan kesintisiz veri akışını sağlamaktır. IT endüstri analisti 451 Research, küresel veri trafiğinin 2017 yılına kadar ayda 11 zettabayta ulaşacağını tahmin ediyor (zetta, 1021 anlamına gelir). Veri merkezleri gittikçe daha büyük, daha karmaşık ve daha maliyetli bir hale geliyor. ABB Review, bu eğilimleri inceliyor; veri merkezlerinin nasıl işlediğini ve daha önemlisi güvenilirliklerinin nasıl sağlanabileceğini araştırıyor.
Meslekten olmayan birisi, veri merkezlerini öncelikli olarak bilgi işleyen sunucu dizileriyle ilişkilendirebilirken, ilgili güç kaynağı ve kontrolü de (soğutma gibi işlevler dahil) aynı derecede hayati öneme sahiptir. Nitekim, veri merkezlerinin Arjantin veya Hollanda gibi ülkelerinkine hızla yaklaşan küresel güç tüketimi ile, bu enerjinin etkin kullanımı ve yönetimi (bir yandan son derece yüksek güvenilirlik seviyelerini korurken) git gide önemli bir toplumsal konu haline geliyor. Kritik görevler için gücü ve otomasyon teknolojilerini sağlama konusundaki geçmişini temel alan ABB, benzer şekilde IT endüstrisine kilit bileşenlerin ve sistemlerin tedariğinde de önemli bir oyuncu haline geldi. Diğer tedarikçiler, ticari ve ofis kullanımı için tasarlanan bileşenlerden veri merkezleri oluştururken, ABB doğası gereği güvenilir, sağlam tasarımlı ve enerji tasarruflu ürünler ve sistemler sunar. ABB'nin veri merkezlerine kattığı değer, sadece ürünlerin kalitesinde değil, aynı zamanda şirketin hem güç dağıtım zincirini hem de otomatik izleme ve kontrolünü kapsayan tüm sistemleri geliştirme ve uygulama becerisinde ortaya çıkmaktadır.
Veri merkezleri ile ilgili makaleler haricinde, ABB Review dergisinin bu sayısı ayrıca 15 sn'de yeniden şarj olan bir elektrikli otobüse, bir tarak gemisindeki otomasyona ve sanayi için geliştirilen dayanıklı bir kablosuz iletişim sistemine de yer veriyor.
Keyifli okumalar!
Claes Rytoft
Baş Teknoloji Sorumlusu ve
Kıdemli Grup Başkan Yardımcısı
ABB Group